Sunflower paintings from a few years ago are reminiscent of people who grew up in a uniform, with the feature that they always turn to the sun.
A community of people who have adopted the only way of thinking and do not respect other ideas, pointing to the defenders as targets and convinced that they are the only truth.
Looking at the sun, they miss what is happening on the other side... they don't see... they don't know... they don't hear...
When the sun goes down, they bow their heads and mourn, thinking that they have been dispossessed.
They are like soldiers waiting for orders... shoot, break, smash!
As soon as they are harvested, all the properties are lost and the soil is prepared for the new season... the ones that will be grown in their place will serve the same function.
To be as slippery-minded as sunflower oil!
Turkish
Birkaç yıl öncesine ait ayçiçeği resimleri her zaman güneşe dönmeleri özelliğiyle tek tip yetişen insanları anımsatıyor.
Tek düşünce yöntemini benimsemiş ve başka düşüncelere saygı göstermeyen, savunanları hedef olarak gösteren ve tek doğru olduğuna inandırılmış insanlar topluluğu.
Güneşe bakarken diğer taraflarda olup bitenleri kaçırırlar… görmezler… bilmezler… duymazlar…
Güneş battığında kafalarını öne eğer ve sahipsiz kaldıklarını düşünerek yas tutarlar.
Emir bekleyen askerler gibiler… vur, kır, parçala!
Hasat edildiği anda tüm özellikler yitirilir ve yeni sezon için toprak baştan hazırlanır… yerlerine yetiştirilecek olanlarda aynı işlevi görecekler.
Ayçiçeği yağı kadar kaygan fikirli olmak!